Ahmet Kaya

Müzik

İNDİRMEK İÇİN ALBÜM BAŞLIKLARINI TIKLAYINIZ .. !CLICK THE ALBUM TITLES TO DOWNLOAD .. ! YOUTUBE'dan DİNLEMELERİNİZ SIK SIK REKLAMLARLA KESİLECEKTİR.  KESİNTİSİZ DİNLEMEK İÇİN ALBÜM BAŞLIKLARINI TIKLAYARAK ONLINE DİSKTEN DİNLEMENİZİ ÖNERİRİM   

Ahmet Kaya Kimdir

Ahmet Kaya, Türkiye'de 1980'ler ve 1990'larda çıkardığı albümler ve verdiği konserlerle tanınmış, anne tarafından Türk, baba tarafından Kürt kökenli Türk halk müziği ve özgün müzik sanatçısı ve besteci. 

Ahmet Kaya, 28 Ekim 1957'de Malatya'da, Adıyaman'dan Malatya'ya iş için göç etmiş Kürt kökenli bir baba ile Erzurumlu bir Türk annenin beşinci çocuğu olarak dünyaya geldi. Babası Sümerbank fabrikasında mensucat işçisidir. Altı yaşında iken babası ona bir bağlama getirir. İlkokulu Malatya'da okudu. Okuldan arta kalan zamanlarda ve yaz tatillerinde, ya plakçıda ya da tanıdıkların minibüsünde çalışırdı. Dokuz yaşına geldiğinde babasının çalıştığı fabrikanın işçilerinin düzenlediği işçi bayramı gecesinde kendini sahnede buldu. Mensucat fabrikasından emekli olan babası, daha iyi bir yaşam için İstanbul'a göç eder. 1972 yılında İstanbul'da Kocamustafapaşa'ya yerleşirler. Ahmet Kaya, ailesinin geçim sıkıntısı çekmesi nedeniyle okulu bıraktı ve işportacılık, çıraklık gibi çeşitli vasıfsız işlerde çalıştı. Liseyi dışarıdan bitirmeye karar verir ve bitirir sonra da Eğitim Enstitüsü'nün Keman bölümüne girer.
16 yaşında yasak afiş basmaktan hapse atıldı. Daha sonra birkaç arkadaşıyla birlikte Halk Birimleri Derneği'nin çalışmalarına katıldı. Bu çalışmaları sırasında çeşitli etkinliklerde bağlama çalmaya devam etti. Kendi başına öğrendiği için herhangi bir metoda ya da öğretiye uymamaktadır Ahmet'in çalış biçimi.
1978 yılında Gelibolu'da askerlik yaptı, bu arada orkestrada müzik çalışmalarına devam etti. Askerlik dönüşü Emine Kaya ile evlendi ve 1982 yılında kızları Çiğdem doğdu.
O dönem, hayranı olduğu Ruhi Su'nun Boğaziçi Üniversitesi'ndeki bir dinletisine gider ve dinletiden sonra bir yolunu bulup "Usta"nın yanına ulaşmayı başarır. "Ruhi Su besteleri"ni kendisinin nasıl yorumladığını göstermek istemektedir Ruhi Usta'ya. Ruhi Usta'nın en bilinen eserlerinden "Mahsus mahal" isimli şarkıyı çalar. Usta, şarkıyı yarıda kesip bağlamayı Ahmet'in elinden alır ve kızarak "Öyle at teper gibi bağlama çalınmaz, kavga edilmez bağlamayla, bağlama ile meşk edilir." der. Ahmet, şaşkınlıkla oradan uzaklaşır; ama tabii ki bildiğini yapmaya devam edecektir.
Çok sonraları birkaç arkadaşının yardımıyla Hodri Meydan Kültür Merkezi ve Bilsak'ta dinleti düzenler ve afişlerinde de Ruhi Usta'nın kendine söylediği cümleye gönderme yapar: "Bağlama Böyle de Çalınır!"
28 yaşında 1985 yılına geldiğinde 'Zamanıdır' deyip şarkılarını alıp Unkapanı'nın yolunu tutar. Hiçbir kategoriye girmeyen bu müziğe kimse yüz vermez. Sonraki günlerde arkadaş yardımları ve kendi olanakları ile ilk albümünü yapar. Hatta yayımlandığı yıl albüm toplatılır, fakat daha sonra sansürü kaldırılır. İlk albümü "Ağlama bebeğim"dir. İkinci albümü "Acılara Tutunmak"tır. İkinci albümü yayınlandıktan sonra 1985 yılında Gülten Hayaloğlu ile evlenir. Gülten Hayaloğlu hapishanede idam cezasına mahkum olan Nevzat Çelik'in "Şafak Türküsü" şiirini Ahmet Kaya'ya iletir. Ahmet Kaya, 1986'da piyasaya çıkan "Şafak Türküsü" albümü ile geniş kitlelerce tanınmasını sağlayan atılımını yapar. 1986 yıl sonuna doğru da "An Gelir" albümünü yayımlar. Albümde hemen tüm besteler kendisine aittir.
Gülten Hayaloğlu ile evlendikten sonra kardeşi Yusuf Hayaloğlu ve şiirleriyle tanışır. Sözlerinin çoğunluğunun Yusuf Hayaloğlu'na ait olduğu "Yorgun Demokrat" isimli albümü 1987 yılında yayımlanır. 1988 yılında sadece iki şarkının söz yazarlığını Hayaloğlu'nun yaptığı ve diğer sözlerin tanınmış şairlerin şiirlerinden oluşan "Başkaldırıyorum" albümü yapılır. 1989 yılında "İyimser Bir Gül" albümünü yapar. 1990 Ekim ayında çeşitli şairlerin şiirlerinden oluşan "Sevgi Duvarı" isimli albümünü çıkartır.
Gülten ve Ahmet çifti, stüdyo ve bir yapım firması açmaya karar verirler. GAK (Gülten Ahmet Kaya) ismini verdikleri bir müzik yapım firması ve aynı isimle bir de stüdyo kurarlar.
Albüm çalışmalarına paralel olarak halk konserleri de yapar Ahmet Kaya. Gösterilen ilgi, katılım ve çoşkuya rağmen, ülkenin birçok yerinde 'sakıncalı' bir şarkıcıdır artık O. Dinleyicisiyle buluşamamak onu üzmektedir.
Başı, zaman zaman derde girer, birçok yerde konser verememenin yanı sıra albümleri 'sakıncalı' bulunup kısmen de olsa toplatılır. Bu sürecin şarkılarına yansıması kaçınılmazdır. Yeni albümün adı 'Başım Belada'dır o yüzden.
1990 yılında Tatar Ramazan ve 1992 yılında Tatar Ramazan Sürgünde filmlerinin müziğini yaptı. 1994 yılında prodüksiyonu'nu Gülten Kaya ve Yusuf Hayaloğlu'nun yaptığı, Kanal D'de yayımlanan ve 13 hafta süren "Ahmet Abi'nin Vapuru" programını yapar.
Ahmet Kaya'nın dünya üzerinde en çok merak ettiği ülkelerden biri Küba'dır. 1993 yılında eşi Gülten, kızları Melis ve bir grup arkadaşıyla Küba'ya, 1 Mayıs kutlamalarına giderler. Küba'da birçok sanatçıyla ve hükümet görevlisiyle tanışır Ahmet. Dönüşte Küba'nın ünlü Tropicana grubunun bir kısmını Türkiye'ye davet eder. Davet üzerine Türkiye'ye gelen Tropicana'dan dokuz kişilik bir ekibi kendi evinde de misafir eder Ahmet ve gelirinin tamamı Kübalı çocuklara kalmak üzere on altı konserlik bir turne yaparlar. Bu dönemde Ahmet Kaya, Bosnalı çocuklar için, Danimarkalı işçiler için yapılan konserlere katılır. Avrupa'nın hemen her ülkesinde çeşitli yardım konserleri verir.
1994 yılında Raks Müzik tarafından "Şarkılarım Dağlara" albümü basılan 2.800.000 bandrolle rekor kırmıştır. 14. müzik albümü olan bu albümde yer alan "Özgür Çağrı" isimli şarkıda geçen "Abin bir gün dağdan döner, sarılırsın yavrucağım" gibi sözler nedeniyle albümü toplatılır, konser vermesi yasaklanır.
İlk dönem albümlerinde genel olarak bağlamaya ağrılık verdi. Pop, Türk Halk Müziği ve Arabesk kategorisine dahil edilemediği için müzikal türüne Devrimci Arabesk de denilmektedir. Fakat kendisi müzik tarzının Devrimci Arabesk veya protest olarak tanımlanmasına karşı çıkar. Sözlerini kendisinin yazdığı bestelerle beraber, Attila İlhan, Can Yücel, Nevzat Çelik, Hasan Hüseyin Korkmazgil, Enver Gökçe, Ahmed Arif gibi tanınmış şairlerin şiirlerini de bestelemiştir. Genellikle şarkılarında toplumsal meseleler işlenir. Yirmi iki albümünden sadece Kervan diye bir kürtçe şarkısı vardır ve bir tane de kürtçe açılış vardır.
Türkiye'de her söylediği söz ve şarkısı olay olan Ahmet Kaya hakkında birçok dava açıldı ve kendi deyimiyle emniyetler onun ikinci adresi oldu. Bu baskılara rağmen Kaya, kimliğini hiçbir zaman inkar etmedi ve mücadele etti.
Birçok albümünün toplatılmasının ve konserlerinin iptal edilmesinin yanı sıra, 10 Şubat 1999'da Magazin Gazetecileri Derneği'nin Princess Otel kongre salonunda düzenlenen ödül töreninde yılın en iyi sanatçısı ödülünü aldı ve ödül konuşmasında: Ben bu ödül için İnsan Hakları Derneği'ne, Cumartesi Anneleri'ne, tüm basın emekçileri ve tüm Türkiye halkına teşekkür ediyorum. Bir de bir açıklamam var: Şu anda hazırladığım ve önümüzdeki günlerde yayımlayacağım albümde bir Kürtçe şarkı söyleyeceğim ve bu şarkıya bir klip çekeceğim. Aramızda bu klibi yayımlayacak yürekli televizyoncular olduğunu biliyorum, yayımlamazlarsa Türkiye halkıyla nasıl hesaplaşacaklarını bilmiyorum. dedi. Bunun sözleri üzerine davetliler tepki gösterip, küfür etmeye, çeşitli eşyalar fırlatmaya başladı. MGD görevlileri tarafından kongre salonundan, olağan üstü koşullarda dışarıya çıkartıldı.
Bu olayın hemen sonrasında Ahmet Kaya'nın 1993 yılında Berlin'de Kürt İşadamları Derneği'nin düzenlediği bir gecede verdiği konsere ilişkin fotoğrafların Hürriyet gazetesinde yayınlanması üzerine "bölücü PKK örgütüne yardım ve yataklık yaptığı ve halkı ırk farklılığı gözeterek kin ve düşmanlığa tahrik ettiği" iddiasıyla hakkında İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi'nde toplam 10.5 yıl ağır hapis istemiyle iki ayrı dava açıldı. Haziran 1999'da Türkiye'den ayrıldı. Yargılamaların sonucunda toplam 3 yıl 9 ay ağır hapis cezasına çarptırıldı. ancak yurt dışında olduğu için hapse girmedi. Daha sonra bu görüntülerin düzmece olduğu belirlendi.
Bu arada Ordu Valiliği Kaya'nın kasetlerinin kentte satılmasını ve bulundurulmasını yasakladı. 1999 yılında Münih'de PKK yanlıları tarafından düzenlendiği konserde ''Arabamı o şerefsizlerin memleketinde bıraktım'' dediğini iddia eden Hürriyet gazetesi haberi için hakkında DGM tarafından bir kez daha soruşturma başlatıldı. 9 Şubat 2000 yılında Zaman gazetesine yaptığı röportajda Ben "3 tane şerefsizin yüzünden ülkemde arabama bile binemedim." dedim diyerek yalanladı. Ahmet Kaya, 2000 yılında Hoşçakalın Gözüm isimli albümünün kayıtlarını yaparken, Paris'in Porte de Versailles semtindeki evinde bir gece kalp krizi sonucu hayatını kaybetti. Bu albümde Karwan isimli şarkıyı seslendirdi.
Paris'de kaldığı evde, 16 Kasım 2000 de sabah saat altıda ilaçlarını alırken kalp krizi geçirerek ölmüştür. Ahmet Kaya'nın kabri halen Paris'in Père Lachaise Mezarlığı'nda yer almaktadır.
Ölümünden sonra, 2002 yılında Ahmet Kaya'nın şarkılarını 20 ünlü sanatçının söylediği "Dinle Sevgili Ülkem" isimli bir albümü yayımlandı.
4 Eylül 2007'de, Türkiye'de kendi ismine açılan tek yer olan, Ahmet Kaya Halk Evi Batman'da açıldı. 

Şarkıları, albümleri, sözleri ile tanıdığımız, tam 62 yıl önce bugün dünyaya gelen Ahmet Kaya 16 Kasım 2000 yılında Fransa'nın Paris şehrinde Porte de Versailles semtindeki evinde bir gece kalp krizi sonucu hayatını kaybetmişti. Malatya'ya göç etmiş olan bir ailenin beşinci çocuğu olarak doğan Ahmet Kaya'nın hayatı birçok kişi tarafından merak ediliyor. Peki Ahmet Kaya kimdir? Ahmet Kaya'nın şarkıları nasıl ortaya çıktı? İşte merak edenler için Ahmet Kaya'nın hayatı... 

Şarkıları, albümleri, sözleri ile tanıdığımız, tam 62 yıl önce bugün dünyaya gelen Ahmet Kaya 16 Kasım 2000 yılında Fransa'nın Paris şehrinde Porte de Versailles semtindeki evinde bir gece kalp krizi sonucu hayatını kaybetmişti. Malatya'ya göç etmiş olan bir ailenin beşinci çocuğu olarak doğan Ahmet Kaya'nın hayatı birçok kişi tarafından merak ediliyor. Peki Ahmet Kaya kimdir? Ahmet Kaya'nın şarkıları nasıl ortaya çıktı? İşte merak edenler için Ahmet Kaya'nın hayatı... 

FOTOĞRAFTAKİ BU GENCİ TANIDINIZ MI?

Aslına size hiç yabancı bir isim değil. Bugün kendisinin doğum günü aynı zamanda. Bu isim Ahmet Kaya'dan başkası değil. 16 Kasım 2000 tarihinde hayatını kaybeden Ahmet Kaya, doğumunun 62.yılında unutulmadı. Gelin doğım gününde Ahmet Kaya kimdir, nerelidir bir bakalım. İşte Ahmet Kaya'nın hayatı...

Türkiye'de milyonlarca insan; henüz 43 yaşındayken sonsuzluğa göçen Ahmet Kaya'nın sesiyle 1986'da piyasaya çıkan Şafak Türküsü ile tanıştı ilk kez. Kaya'nın; idam cezasıyla yargılanan Nevzat Çelik'in kaleme aldığı Şafak Türküsü adlı şiirden yaptığı aynı adlı bu beste onu bir anda tüm Türkiye'nin tanımasını sağladı. 

Ahmet Kaya aynı yıl bu kez Attila İlhan'ın şiirinden hazırladığı besteyi de seslendirdiği An Gelir adlı albümü çıkardı. Bunu hala birçok kuşağın hafızasından silinmeyen şarkıların yer aldığı albümler takip etti. Kaya'nın tüm Türkiye tarafından tanınması 1980'lerin sonlarında oldu belki ama müzik çok küçük yaştan beri onun tutkusuydu. 

ALTI YAŞINDA BAĞLAMA ÇALMAYA BAŞLADI

1957 yılında Malatya'da doğdu Ahmet Kaya. Babası Sümerbank Mensucat fabrikasında çalışan bir işçiydi. Müzikle de henüz altı yaşındayken onun hediye ettiği bir bağlama sayesinde tanıştı. Müziğe öylesine tutkuyla bağlandı ki okuldan sonraki zamanlarını plak ve kaset satan bir dükkanda çalışarak geçirmeye başladı.

Kaya ailesi geçim sıkıntısı nedeniyle İstanbul'a göç etmek zorunda kaldı. 1972 yılında İstanbul'un Kocamustafapaşa semtine yerleştiler. Ahmet Kaya da okulu bırakmak zorunda kaldı. İşportacılık ve çıraklık yaptı. İstanbul'da yaşamaya başladığı dönemde çeşitli etkinliklerde bağlama çalmaya devam etti Kaya. Hayatının dönüm noktalarından biri de Boğaziçi Üniversitesi'ndeki bir etkinlikte Ruhi Su ile tanışması oldu. Su'nun Mahsus Mahal isimli türküsünü bağlama eşliğinde seslendirdi. 

Ahmet Kaya, 1978 yılında askerlik görevini yapmak üzere Gelibolu'ya gitti. Orada da askeri orkestrada müzik çalışmalarına devam etti. Askerden dönünce Emine Kaya ile evlendi. 1982 yılında kızları Çiğdem doğdu. Ancak işsizlik yüzünden ekonomik zorluklar çekmeye başladı aile. Bu yüzden de evlilikleri uzun sürmedi. 

'BENİ BURALARDA ARAMA ANNE'

Ahmet Kaya uzun uğraşlar sonucunda hazırladığı Ağlama Bebeğim albümünü 1985 yılında yayınladı. İstanbul Şan Tiyatrosu'nda da bir konser verdi. 1985'te ikinci albümü Acılara Tutunmak için birinci albümde olduğu gibi Değişim Stüdyosu'yla anlaştı. Stüdyonun sahibi, o sıralarda Metris Askeri Cezaevi'nde olan Selda Bağcan'ın kardeşi Sezer Bağcan'dı. Cezaevinde tanıştığı 12 Eylül Darbesi mağduru Gülten Hayaloğlu ile Ahmet Kaya'nın tanışmasına da aracılık etti Bağcan. Zaten Gülten Hayaloğlu ile Ahmet Kaya albüm yayımlandıktan sonra evlendiler.

Gülten Hayaloğlu, cezaevinde idam cezasına mahkum olan Nevzat Çelik'in Şafak Türküsü şiirini Ahmet Kaya'ya iletti. Bu, Ahmet Kaya'nın geniş kitlelerce tanınmasını sağlayan Şafak Türküsü adlı albümün de ilk adımı oldu. Albüm 1985'te hazırlandı, 1986'da piyasaya çıktı. Aynı yıl, An Gelir adlı albüm de yayınlandı. Albümün piyasaya çıkmasından bir yıl sonra Gülten Kaya ile evliliğinden kızları Melis dünyaya geldi. 

YUSUF HAYALOĞLU İŞBİRLİĞİ

Sonradan eşi olan Gülten Kaya ile tanışması Kaya'nın müzikal serüveninde yeni bir sayfanın açılmasını sağladı. Bu sayede eşinin kardeşi olan Yusuf Hayaloğlu'nun şiirleriyle de tanıştı Ahmet Kaya. Şarkı sözlerinin çoğunun Hayaloğlu'na ait olduğu Yorgun Demokrat adlı albüm, 1987 yılında piyasaya çıktı.Bunu Başkaldırıyorum, Resitaller 1, Resitaller 2, İyimser Bir Gül, Sevgi Duvarı adlı albümler izledi.

Ahmet Kaya'nın Şarkılarım Dağlara adlı albümü 2 milyon 800 Bin bandrolle rekor kırdı. Ancak bir şarkının sözleri yüzünden albüm toplatıldı. Kaya'nın konser vermesi yasaklandı.

DİZİ MÜZİKLERİ DE YAPTI

Ahmet Kaya 1990 yılında Tatar Ramazan ve 1992 yılında Tatar Ramazan Sürgünde filmlerinin müziklerini yaptı. 1994 yılında prodüksiyonunu Gülten Kaya ve Yusuf Hayaloğlu'nun yaptığı, Ahmet Abi'nin Vapuru adlı programı hazırladı. Ahmet Kaya, 1999 yılında Türkiye'den ayrıldı ve Fransa'ya yerleşti. 2000 yılının 16 Kasım günü de Hoşçakalın Gözüm adlı albümünün çalışmalarını sürdürdüğü sırada Paris'teki evinde geçirdiği bir kalp krizi nedeniyle hayata veda etti.

Ahmet Kaya, 1999 yılında Türkiye'den ayrıldı ve Fransa'ya yerleşti. 2000 yılının 16 Kasım günü de Hoşçakalın Gözüm adlı albümünün çalışmalarını sürdürdüğü sırada Paris'teki evinde geçirdiği bir kalp krizi nedeniyle hayata veda etti.

SOSYAL PAYLAŞIMLAR
Icon Icon Icon Icon Icon Icon Icon
SOSYAL AĞLAR
Icon Icon Icon Icon Icon Icon